Bugün Çağlayan Adliyesinde platform kapitalizminin "esnaf-kurye" aldatmacasına karşı yürüttüğümüz tarihi mücadelenin kritik bir duruşmasındaydık. Mahkeme heyeti kararını Mayıs 2026 tarihine erteledi. Sokaklarda saniyelerin hesabını yapanlar söz konusu işçinin anayasal hakları olduğunda yargı koridorlarında "zaman kazanma" oyununa sığınıyor.

Bizler kar, kış, fırtına demeden paket yetiştirirken algoritmalar hızımızı, rotamızı ve mola dakikalarımızı santim santim denetlerken "işçisin" diyor. Ancak mahkeme salonuna girildiğinde aynı dev şirketler bizi "bağımsız girişimci" olarak pazarlıyor. Paketi 15 dakikada ulaştıramayan kuryeye yaptırım uygulayan bu sistem, adaleti 5 ay sonraya erteleyerek modern kölelik düzeninin ömrünü uzatıyor.

Şirketler açısından her erteleme;

Ödenmeyen sigorta primleri

Gasp edilen kıdem ve ihbar tazminatları

Görmezden gelinen iş kazaları üzerinden yazılan yeni bir kar kalemidir.

Kuryeler açısından ise her erteleme;

Trafikte yaşanan ve “iş kazası” sayılmayan ölümler

Emeklilikten çalınan günler

Örgütlenmenin önüne çekilen yeni barikatlar demektir.

Algoritma İşçi Diyor, Adliye “Bekle” Diyor

Şirketlerin algoritmaları hangi siparişi alacağımızı, hangi güzergahtan gideceğimizi, kaç dakika mola vereceğimizi, hangi hızda çalışacağımızı santim santim belirlemektedir. Bu sistem, fiili ve tam bağımlı bir çalışma rejimidir. Algoritma kuryeye açıkça “işçisin” demektedir.

Ancak aynı şirketler mahkeme salonlarında, bu açık gerçeği inkar ederek bizi “esnaf-kurye” olarak pazarlamaktadır. Yargının bu çelişkiyi çözmekte ayak sürümesi, modern kölelik düzeninin ömrünü uzatmaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Bu Mücadele Hukuki Değil, Sınıfsaldır

Motorlu kuryelerin mücadelesi yalnızca bir statü tartışması değildir. Bu mücadele; emeğin adının doğru konulması, işçinin görünür kılınması ve sömürünün kurumsallaşmasına karşı bir haysiyet mücadelesidir.

Biz bu davayı mahkeme salonlarına sıkıştırmayacağız. Ne sokakları terk edeceğiz, ne meydanlardan çekileceğiz, ne de bu yalan düzeni kabulleneceğiz. 

Taleplerimiz Açık ve Pazarlıksızdır

“Esnaf-kurye” aldatmacasına derhal son verilmeli, tüm motorlu kuryeler 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına alınmalıdır.

Sendikal örgütlenmenin önündeki fiili ve hukuki engeller kaldırılmalıdır.

İşçi sağlığı ve güvenliği önlemleri şirketlerin keyfine bırakılmamalı, bağlayıcı ve denetlenebilir yasal zorunluluk haline getirilmelidir.

ÇAĞRIMIZDIR! 

Mayıs 2026’daki duruşmaya kadar örgütlülüğümüzü büyütecek, dayanışmayı güçlendirecek ve her paketi bir hak arama bilinciyle taşımaya devam edeceğiz. Adalet geciktikçe öfkemiz de kararlılığımız da büyümektedir.

Bu mücadele ertelenemez.

Bu gerçek inkâr edilemez.

KURYE İŞÇİDİR! 

HAKLARI DERHAL TANINMALIDIR.

Seyhun Kavut